Değişen Dünya Düzeninde İş Hayatı
Son zamanlarda sosyal medyada çokça gündeme gelen bir konu hakkında ben de yaşadıklarımı ve çevremden gelen yorumları yazmak istedim.
Son iki yıldır Ocak ayı iş dünyasında farklı okunuyor. Pandemi öncesi Ocak ayında zamlar belli olur, çok az sayıda iş değişikliği olurdu. Birçok firmanın iş ilanı sayısı sınırlı olurdu. Günümüzde ise Ocak ayı iş aramanın en çok arttığı, ilan sayılarının oldukça fazlalaştığı bir ay olarak anılmaya başladı.
Birçok ilan çıkıyor ve bu ilanlara adaylar başvuruda bulunuyor. Heyecanla ve büyük bir umutla görüşmeye gidiyorlar.
Strateji sunumları hazırlanıyor. Yeni fikirler, iş geliştirme önerileri ile beyin fırtınası yapılarak adaylardan bilgiler toplanıyor.
Zamanla birçok ilan kaldırılıyor. Aylar sonra aynı şirket, aynı pozisyon için tekrar iş ilanı açıyor.
Adayların fikrileri çalınıyor. Doğal olarak, ''İş hayatında etik değerlerine ne oldu? Adayların fikri mülkiyet hakkı ne oldu?'' diye sormadan geçemiyorum.
Adaylardan toplanan bilgilerin ne kadarını hayata geçirebildikleri tartışılır; çünkü bu zihniyetteki insanların ve kurumların vizyonları da küçüktür.
Birçok iş ilanının maalesef data toplama amacıyla açıldığını biliyoruz. Aday ve referans bilgileri toplanıyor ve bu veriler satılıyor. Sonra hep birlikte benim mail adresim ve telefon numarama nasıl ulaşıldı diye düşünüyoruz.
Çevremde iş arayan birçok kişinin umudu kalmamış; hatta iş aramaktan vazgeçtiklerini görebiliyorum.
Adaylardan çoğu zaman tecrübesinin dışında talepleri oluyor. Kurumsal iletişim uzmanından grafik tasarım işi beklemek profesyonel bir yaklaşım değildir. Çünkü her iki iş kolu da aynı departmana hizmet etmesine rağmen farklı yetenekler gerektirir.
Çoğu adayın ve benim de başıma gelen en önemli durum ise görüşmeyi yapan kişinin bilgi ve tecrübesinin yetersiz olması. Belli pozisyonlar için yapılan iş görüşmelerine, üst düzey yöneticilerin özellikle katılması gerektiğini düşünüyorum.
Yıllar önce, bir iş görüşmesi için yapılacak toplantıya benimle aynı ünvana sahip olacak biri de dahil olmuştu. Toplantıda oturma tarzını hala unutamıyorum.
Kolunu sandalyeye atarak orada üstünlük kurmaya çalışmıştı. Beden dili, hali, tavrı resmen meydana okumaydı. Ben işe başlarken o kişiyi müdür yapmışlardı. Üstelik, bilgisi ve tecrübesi benden çok daha zayıftı. Sadece o şirkette birkaç yıldır çalıştığı için ünvan verilmişti.
İşe başladığımda benim sunduğum tüm fikrileri kendi fikri gibi sunuyor, hatta benim önerilerimi bana söylüyordu. Bir gün odasına gidip, ''Lütfen benim fikrimi, benim çalışmalarımı bana aktarmayın. Bunları dile getiren zaten benim'' dedim. Bunun üzerine büyük olay çıkmış, benim istifamı alana kadar mobbing yapmıştı.
Geçen aylarda 70 yıllık köklü bir firmadan iş teklifi geldi ve görüşmeye gittim. Görüşme olumlu geçti ve maaş teklifi yapıldı. Ben de kabul ettim. Sonrasında Ocak ayı zammını %10 olarak belirlediklerini söylediler.
Normalde asgari ücret oranında zam yapılırken bana %10 teklif edildi. Teşekkür ettim. Çünkü şirketin etik değerlere ve adil bir yönetime sahip olmadığı baştan belli olmuştu. İşi kabul etsem kim bilir ne adaletsizliklerle karşılaşacaktım.
Yine aynı dönemde farklı bir firmadan iş teklifi geldi, bu firma Türkiye'nin ilk 100 şirketinden biriydi. Görüşmeye gittim ve görüşmeler üst yönetim tarafından yapıldı. Her görüşmede benden sunum talebinde bulunarak şirketi eleştirmemi istediler.
Hatta departman işleri göstererek departmanı eleştirmemi istediler. Etik kurallar çerçevesinde yorumladım ama departmanda görev alan meslektaşlarımı eleştirmedim. Departman müdürü, bu davranışımdan ötürü benimle çalışmayı çok istedi.
Her konuda anlaştık ve işe giriş evrakları talep edildi. Ancak talep edilen evraklar, resmen şirket kuruluşunda istenen evraklardı. İşe giriş için neden bu evrakları istediklerini sorduğumda cevap veremediler.
Hatta, ''Şirket kuruluşu evrakları bunlar. Bu evrakları kullanarak benim adıma şirket açabilirsiniz'' dediğimde, ''e-Devlet üzerinden kontrol edersiniz açılıp açılmadığını, takmayın bu kadar'' diyerek durumu resmen kabul ettiler. Birçok firmanın, çalışanlarından işe girişte istediği evraklarla neler yaptığını sorgulamak lazım.
İş ararken ve işe girerken lütfen siz de çalışacağınız kurumu araştırın. Gerekirse, sizden önce çalışan arkadaşların neden ayrıldığını sorgulayın. Özellikle bunu şirketten rica edin. ''Neden ayrıldılar?'' sorusuna tatmin edici bir cevap bulmak için, sizden önce görev alan arkadaşın iletişim bilgilerini rica ederek görüşme sağlayın.
Bağımlı değil, bağlı çalışan olacağınız kurumları seçin. İşte, o zaman mutlu, huzurlu ve verimli işlere imzalar atarsınız.